-           BİLİM FELSEFESİ  e-group katıldınız mı?
http://uk.groups.yahoo.com/group/consulturk/
bilim felsefesi konusunda iletişim için yukarıdaki linkden e-group umuza katılınız,lütfen

Bilim felsefesi konusunda ki katkılarınızı bekliyoruz.

Bloğumuz düşünen,araştıran,sorgulayan herkese açık bir platformdur.

Buyrun

Bir yorum da sizden.

Bilgi paylaştıkça çoğalır.

BİLİM FELSEFESİ konusunda ki yayınların özeti niteleğindeki bu derleme,toplama,alıntılar size nerden ,nasıl başlayacağınız hakkında yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.

"Bilim felsefesi" ne yeni başlayanlar içindir. Bilim felsefesi 100 yıllık, Bilim tarihini ise 3000 yıllık bir geçmişe sahipdir.Bilgi denizine dalan bir dalgıç iseniz ;

Hoşgeldiniz?

consulturk@gmail.com

"consuLTurk"
değilseniz güle güle...

cemal güzel-bilim felsefesi-kırmızı yayınları-1.baskı-aralık 2010

Cemal Güzel hacettepe üniversitesi felsefe bölümünü 1985 yılında bitirmiştir.

Bilim Felsefesi sf.193 sonuç bölümü benim için bu bloğun ortaya çıkmışa vesile olmuştur..

alıntılar...1-2-3-4


1-VİYANA ÇEVRESİ nin bilim anlayışı karşı çıkışlara rağmen sürmektedir.
Doğrulanabilirlik bilim ile metafiziği birbirinden ayırıyordu,yanlışlanabilirlikse bilim ile sözde bilimi, bir de mantık ile matematiği ayırıyordur.Doğrulamacı tutum için bilimin yöntemi tümevarım olmak gerekiyordu.


2-Kuramı duyu deneyiyle sınanabilirse bilimselldir diye nitelemenin, dolaysıyla bilim doğa bilimlerine indirgemin bir sonucu da uygulanabilirliktir.


3-Kuramın dile getirdiği sınanabilirse,deneyler yeniden kurulabilirse, bu, kuramın bilimselliğini uygulanabilir olmasını sağlıyor demeye gelir.uygulama teknik demektir.


4-teknik ise bilimin felsefeden koptuktan sonra kendisine bulduğu güçlü ortakdır.uygulama bir teknik yaratma, bir teknik yaratmada para kazanma demektir.böylelikle bilimsel etkinlik neredeyse teknik yaratmaya indirgenmiştir.


 bilim ve felsefe paradigma dönüşümü ile "BİLİM FELSEFESİ "nde yeniden bir araya geliyor...

kuhn-olağan bilimin yapısı bulmaca çözmeye benzer

OLAĞAN BİLİMİN incelediği alanlar dardır.bu da bir görüş darlığına neden olur.ama öte yandan bunlar bilimin gelişmesi için zorunludur.dar alan,görüş darlığı ,paradigmayı dışa daha kapalı hale getirip araştırmacıları her hangi bir konuda akla gelmyecek denli derinlemesine,ayrıntılı incelemeler, araştırmalar yapmaya zorlayacaktır.ayrıca olağan bilimin ,bu kısıtlamaları ,paradigma işlerliğini kaybettiği anda gevşetmeye yarayan bir düzeneği vardır.bu andan itibaren araştırmacılar başka türlü davranır.
kuhn a göre olgusal bilimsel araştırma için üç olağan merkez vardır.


birincisi,paradigmanın şeylerin doğasının özellikle anlamlılığını gösteren olgular öbeğidir.


ikinci olarak ,olgusal belirlemelerin alışılmış ama daha küçük bir öbeği, paradigma kuramının öndeyişleriyle doğrudan karşılaştırılabilir olgulara yönelmiştir.


deney ve gözlemlere ilişkin üçüncü bir öbeklei olağan bilimin olgu toplama etkinlikleri tamamlanır.


Olağan bilimin kuramsal sorunlarına bakıldığında, bunlaın da deney-gözlem hakkında sorunlara benzer biçimde öbeklendirildiği görülür.olağan kurmasal çalışmanın bir kısmı eldeki kuramın aslında değerli olAn varsayımlarından oluşur.temel araştırmacılar UYGULAMA çalışmalarını mühendis ve teknisyenlere bırakmak gereken angaryalar olarak görür.bu çalışmaların gösterdiği, pardigmanın yeni bir uygulamasını göstermek ya da daha önce ki bir uygulamanın kesinlik derecesini artırmaktır.bir kuram ile doğa arasındaki çakışma noktaların geliştirilirken karşılaşılan önemli güclükler böylesi çalışmalar sonucu ortaya çıkar.
araştırmacılar için olağan sonuçlar, araştırmada elde edilen sonuçlar anlamlıdır.çünkü böylelikle araştırmacılar paradigmanın uygulanabildiği alana, kesinliğe eklemeler yaparlar.sonucun ne olacağı en ince ayrıntısına kadar bilinse bile, bu sonuca nasıl varılacağı belirsizdir.dolaysıyla da olağan araştırma sorunu bir sonuca vardırmak,bekleneni yeni bir biçimde başarmak demektir.
bu her türlü karmaşık,araçsal,kavramsal matematiksel bulmacayı çözmeyi gerektirir.
Başarılı kişi kendini uzman bir bulmaca çözücü olarak kanıtlar.
bulmacaya meydan okuma da onu araştırma yapmaya sürükleyen en önemli etkendir.

İNOVASYON PARADİGMASI-2

Bilim felsefesi "insanlığın  mutluluğunu " unutan ,teknoloji karşısında hem etik olarak hem de insan zihninin yaratıcılığın keşfi anlamında ,2010 lu yıllarda bir çok profesyonel araştırmacının ilgi alanına yeniden girecektir.
Şirket üst yönetimi ,küresel finansal kriz öncesi dönemde ,seri üretimin hızını artırmaya ve kalitenin mükemmelliğine odaklanırken ,performans sistemlerinin dayanılmaz stresi ile çalışanlarının" tükenmişlik sendromu" tüm motivasyon araçlarının etkisini yitirmesine yol açtı.
Global inovasyon ekonomisinin yeniden kurulmasında ,bilim felsefesi şirketlerin itibarını korumak için etik davranmaya yönlendirirken-enron,andersen yolsuzluğu-, arge merkezlerinde profesyonel araştırmacılar bilgi üretmek için bilim felsefesinin metodolojisini keşfediyorlar.
Mevcut  işletme yönetimi modelleri yenileşim odaklı olmadığından alternatif arayış,yenileşim kültürü tasarımı için  paradigma değişimini zorunlu hale getiriyor.
İnovasyon paradigması adını verdiğim bu süreçde bildiğimiz yönetim guruları yerine bilim felsefe düşünürleri popper, kuhn, lakatoz ,feyerabend,beno kuryel vb.yeniden keşfedilecek ve yenileşim paradigması  için kültürel alt yapı sanal bilgi ağları ile gelişecektir.
Viyana çevresinin bilimi ürünleştiren ve günümüzde de etkisi devam eden " teknolojik" baskısının etkisine feyerabend in insan odaklı bilim tezleri yeniden yorumlanarak,arge ve inovasyon merkezlerinde  insanlığın yararına araştırmalar, rekabetin sihirli gücü ile devam edecektir.

İnsanlar daha iyi, daha ucuz, daha sağlıklı " şey " lere layıktır.Şimdi açık inovasyon-yenileşim- çağı. Bilgi artık bir tık uzakta,sanal iletişim ağları bilgiyi özgürleştiriyor.
Bilgi üreten insanlar,kurumlar ve sanal bilgi ağları , her zaman bilgi yi kullanan kurumları geçecek.
Gücün kaynağı bilgidir.Peter Drucker ın deyimi ile" bilgi işçileri" zamanın ruhunu yakalayan bilim felsefeci leridir.
          cahit günaydın
www.cahitgunaydin.com

kuhn 1962 de structure of scientific revolutions yayınladığında viyana çevresi dağıldı

KUHN un bilim tasarımı iki kavrama, olağan bilim -ARTIRIMLI YENİLEŞİM-ile olağan üstü bilim-RADİKAL YENİLEŞİM- kavramına dayanır.
Olağan bilim, geçmişte kazanılmış bir yada bir kaç bilimsel başarıya dayanan araştırma demeye gelir.bu başarılar belli bir bilim çevresinin ,uygulamanın sürekliliğini sağlamak üzere bir süre için temel olarak kabul ettiği bilimsel ilerlemedir.
bir paradigmanın ortaya çıkabilmesi için ilk başlarda ,olguların seçimine,değerlendirilip eleştirilmesine izin veren bilinçli ya da bilinçsiz hem kuramsal hemde yönetemsel bir yargı gereklidir.burası koyre den etkilendiği en temel yerlerden biridir.bir kuram paradigma olunca, o alanda çalışanları bir işi her seferinde en başından ele alma zahmetinden kurtarır:hangi deneylerin yapılması hangi deneylerin yapılmaması gerektiğini söyler.dolaysıyla, belli bir alandaki görüşlerin bir tekiyle ya da tümüyle uğraşmaktan kurtulan araştırmacılar topluluğu bir araya gelip önceden belirlenmiş olgularla daha ayrıntılı şekilde ilgilenmek,çalışmaları için daha gelişmiş aygıtlar tasarlamak olanağına kavuşurlar.BİR PARADİGMA İÇİNDE İŞ GÖRMENİN UZMANLAŞMA İÇİN KAÇINILMAZ OLDUĞUDUR.

paul feyerabent der ki NE OLSA UYAR

FEYERABENT " bir tek felsefe buluşa katkısı olmamış,bilimle aynı adı paylaşıp ,başka hiç bir şeyi paylaşmayan,bilim felsefesi gibi piç bir konuyla, felsefenin bu saldırgan dalıyla uğraşmasının gerekçesini daha insancıl bir bilim görüşü ortaya koymak diye açıklar.çünkü bilimleri neyi ölçüt alıp incelemek gerektiği sorusuna verilecek yanıt "tek insanın mutluluğu" ,"tek insanın gelişimidir".
nasıl kilise ile devlet ayrılmışsa, bilim ile devlet de öyle ayrılmalıdır.çünkü bilim artık en saldırgaan en inakçı " dinsel kurum " olmuştur.devlet ile bilimin ayrılması teknolojiyi yok edecek diye düşünülmemelidir.çünkü her zaman, bilginliği  seçecek, bedeli ödendiği sürece " en aşağı türden köleliğe " isteyerek boyun eğecek kişiler bulunacaktır.insanlık bu istekli köleler sayesinde ilerleyecektir.feyerabend e göre bilim ile devletin ayrılması, kişinin insanlığı başarabilmesi için bir şans sağlayacaktır.bu ayrılık bilim-teknik ağırlıklı şu çağın kızgın barbarlığını yenmede insanın tek şansıdır.

bilimsel araştırma programlarının yöntem bilgisi-imre lakatos-

Bir kuramın bilişsel değerinin, kuramın insanlar kafasında ki ruhsal etkisiyle de ilgisi yoktur.bir kuramın bilimsel değeri yalnızca, bu kuramın kestirimlerinin gereçkte hangi dayanakları olduğuna bağlıdır.
LAKATOS a göre popper ın yalnışlanabilirlik ölçütü de sorunların çözümü olamaz.çünkü popper ın bilimsellik ölçütü bilimsel kuramların kararlılığını görmezden gelir.
KUHN, popper ın yanlışlamacılığının naifliini gördükten sonra, bilimsel devrimin usdışı bir değişme olduğu sonucuna varır.ama bilimsel devrimin usduşı bir değişme,bir din değiştirme türünden bir şey olduğu da doğru değildir.çünkü lakatos a göre, bilimle sözde bilim arasında kesin bir sınırkoyma olmayacak;bilimsel ilerlemeyle entellektüel çöküs arasında ayrım kalmayacaktır.nesmel bir bilimsel dürüstlük ölçüsü de olamayacaktır.
LAKATOS a göre bir bütün olarak bilim bile araştırma programı olarak görülebilir.bütün bilimsel araştırma programları çekirdekleriyle tanımlanabilir.bir program çekirdeğide uzun bir deneme yanılma süreciyle yavaş yavaş gelişir.
KANT ın ünlü sözüne benzeterek bilim tarihi olmadan bilim felsefesi boştur;bilim felsefesi olmadan da bilim tarihi kördür