GASTON BACHELARD

M E K Â N I N    P O E T İ K A S I *




                                                                                   GASTON BACHELARD
                                                                                               



           Yazdığı pek çok eserle yapısalcı ve yapısalcılık sonrası dönemin kilit düşünürlerini etkilemiş olan Gaston Bachelard, yalnızca epistemolojinin değil, aynı zamanda bilim tarihinin ve imgelem kuramının en önemli simalarındandır.
           Yazar, Mekânın Poetikası adlı bu çalışmasında, mekâna ait imgeleri fenomenoloji, ruh çözüm ve ruh bilim ilkelerine dayanarak incelemektedir. Yazarın ifadesiyle bu araştırmalar, “sahip olduğumuz mekânların”, “rakip güçlere karşı savunduğumuz mekânların”, “sevdiğimiz mekânların” insansal değerini belirlemeyi hedefler. Aynı  çerçeve içinde Bachelard, “koruma değerleri” ve “düşsel değerlerin” bir arada bulunduğu yaşanmış, övülen mekânları seçerek bizi çeken “içtenlik imgelerini” inceler. Bu yöneliminden dolayı yazar, çalışmasına mekânseverlik adını verir.
         Giriş bölümünde Bachelard, genel olarak şiirsel imgelem kuramıyla ilgili felsefi görüşlerini özetlemiştir.  İmgelemi insan doğasının temel gücü olarak kabul eden yazar, bir imgelem metafiziği kurmada nedenselliğin yetersiz kalacağını, bunu ancak fenomenolojinin-yani bireyin bilincinde imgenin yola çıkışını incelemenin- yardımıyla başarabileceğimizi vurgulamaya çalışır. Her yalın, büyük imge, bir ruh durumunu ortaya koyar.  Şiir bilincinin günlük dilin üstünde olduğunu savunarak şiirsel imgeyi kendi varlığı içinde ele almamız gerektiğini söyler.
         Eser, on bölümden meydana gelir. “Mahzenden Tavan Arasına Ev. Kulübenin Anlamı” ve “Ev ve Evren” adını taşıyan ilk iki bölümde evin poetikası üzerinde durulur.  Mahzenlerinden tavan arasına kadar dikeyliği doğrultusunda incelenen ev, insan ruhunun bir çözümleme aracı olarak kullanılır. Ev, geçmiş, bugün ve geleceğe, yarattığı imgelerle beden ve ruh kazandıran insan varlığının ilk evrenidir. Yazar, evin insanın düşünceli anları ve düşleri için en büyük birleştirici güçlerden biri olduğunu kanıtlamaya çalışırken Baudelaire ve Rilke gibi şair ve yazarların metinlerinden örneklerle anlatımını destekler.
         İnsanların evinden nesnelerin evine geçildiği üçüncü bölümde, insanın gizlerini içinde sakladığı  gizli yerler olarak değerlendirilen “çekmeceler, dolaplar ve kasalar”a ilişkin özel imgelere yer verilir.“Yuvalar” ve “Kabuklar”a ayrılan iki bölümde ise, deniz kabukları ve kuş yuvaları  gibi oturulamaz yerlerde oturma konusundaki düşleri izleyebilmek için insanın küçücük düşünüldüğü imgeler ele alınır.  “Köşeler”e ait bölümde insanın  içinde sıkışıp büzüşmek istediği bir evdeki, bir odadaki her köşe, yalnızlık mekânları olarak değerlendirilirken insanın kendi varlığının köşeleri de örnek metinlerde sorgulanır. Daha sonra mekânın poetikası açısından “büyük olanla” “küçük olanın” diyalektiği, “Minyatür” ve “Sonsuz Büyüklük” başlıkları altında ele alınır.
         Metafizik bakış açısının yoğun olarak kullanıldığı  son iki bölümde yazar, öncelikle “dışarının ve içerinin”, “açık ve kapalının” diyalektiğine ait çeşitli imgeleri bir araya getirmiştir. Bunu yaparken içeri-dışarı terimlerini basit karşıtlıkları içinde ele almanın ötesinde, bu diyalektiğin sonsuz ince ayrımlarla çoğaldığını ve farklılaştığını değişik metinler üzerinde gösteren bir yaklaşım sergiler. “Yuvarlaklık imgeleri” de  aynı anlayışla varlığımızı içerden keşfetmeye yardım eden bir açıdan  ele alınmıştır.
         Mekânın Poetikası, yazarın en önemli yapıtlarından biri olmanın yanı sıra, mekân kavramına farklı açılardan yaklaşması nedeniyle de kaynak niteliğinde bir eserdir. Şiirsel imgelem kuramıyla ilgili yapılan felsefi girişin, yazarın da itiraf ettiği gibi gereğinden uzun tutulması ve buna eklenen terim problemi,  konunun gerektirdiği donanıma sahip olmayan okuyucuda zorluk yaratmaktadır. Fakat bu otuz sayfalık bölümü sabırla aşanlar, yazarın şiirsel üslûbuyla süslediği imge ormanına girerek dinlenebilirler.

 Yazarın da dediği gibi: “Şairlere kulak vermek gerekir.”


* Gaston Bachelard, Mekânın Poetikası, Türkçesi: Aykut Derman, Kesit Yayıncılık, İstanbul 1996, 262 s.