Bilim 2100 yılına kadar insanlığın kaderini ve günlük yaşamımızı nasıl şekillendirecek?

Bilim 2100 yılına kadar insanlığın kaderini ve günlük yaşamımızı nasıl şekillendirecek?

Hayatım boyunca, evrenin tüm fizik kurallarını tek bir tutarlı kuram çerçevesinde anlamayı ve geleceği
görmeyi arzuladım. Sonunda bu iki tutkunun aslında birbirini tamamladığını fark ettim çünkü
geleceği anlamanın yolu, önce temel doğa kanunlarını kavramak ve ardından bunları
uygarlığımızı yeniden tanımlayıp ileriye taşıyacak icatlara, makinelere ve tedavilere
uygulamaktan geçer.

Peki, geleceği tahmin etmek mümkün mü?

 Gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu yazarlarından biri olan Jules Verne, kendisi bilim
adamı olmamasına rağmen, zamanının bilim dünyasıyla fazlasıyla haşır neşirdi. İsabetli
tahminlerini ve vizyonunu bilimin toplumu kökten değiştirme gücünü kavramış olmasına
borçluydu.

 Leonardo da Vinci ise hem kendisi bir mucitti hem de zamanının önde gelen
yenilikçi ve ileri görüşlü kişileriyle yakın temastaydı. Bu nedenle her ikisinin de geleceğe
yönelik öngörüleri fazlasıyla tuttu. Bu geleneğe uygun biçimde, günümüzün önde gelen bilim
insanlarının çalışmalarını yakından inceleyerek dünyanın çeşitli yerlerindeki laboratuvarlarda
geleceğimizi değiştirecek teknolojilerin prototiplerinin oluşturulduğunu görmek mümkün.


“İcat edilebilecek her şey icat edilmiştir.” 1899 - C.H. Duell - Amerikan Patent Bürosu şefi

“Aktörlerin konuşmasını kim duymak istesin ki?” 1927 (sessiz film dönemi) - Harry M. Warner-
Warner Brothers kurucu ortağı

“Dünya bilgisayar pazarı belki beş adet olabilir.” 1943- Thomas Watson - IBM yönetim kurulu
başkanı

Mesela New York Times 1903’te uçan makinelere kafa yormanın zaman kaybı olduğunu
yazdıktan bir hafta sonra Wright Kardeşler tayyarelerini uçurmayı başardı;

1920’de ise roket bilimci R. Goddard’ı eleştiren Times, 49 yıl sonra Apollo 11 aya indiğinde roketlerin vakum
içinde işleyebildiğinin ispatlandığını yazarak hatasını kabul etti. Buradan çıkarılacak ders,
gelecek aleyhine iddialaşmanın tehlikeli olabileceğidir. Gelecek tahmininde bulunanlar
çoğunlukla teknolojinin hızını olduğundan kat be kat düşük hesapladıklarından yanılmıştır.
Unutmayalım, tarih yazan iyimserlerdir, kötümserler değil. Bunu ve geleceği küçümseyenlerin
yaptığı çarpıcı hataları göz önünde tutarak öngörülerimizi sağlam bir bilimsel temele oturtalım