singapur

Bilimden Yararlan Geleceği Yakala: Gelişmekte olan ülkeler, bilişim devriminin avantajından
Batı’nın yaptığı hataları tekrar etmeyerek yararlanabilir. Gelişmiş ülkeleri bir sıçrayışta
geçebilirler. Batı’nın zor yoldan yaptıklarını kolayca halledebilecek teknoloji mevcut. Artık cep
telefonları en uzak yerde bile çektiği için, ülkeler her yere telefon bağlamak için servet döküp
bir uçtan diğerine hat çekmek zorunda değiller. Eskiyen altyapıyı yeniden yapmak zorunda da
değiller. Yenisini yapmak eskisini onarmaktan daha ucuz. Yüzyıl öncesinden daha düşük
maliyete, son teknoloji altyapı sistemleri kurmak mümkün.

Mesela Çin, Batı’nın yeni şehirler
kurarken yaptığı bazı hataları yapmayarak akıllılık etti. Pekin metrosu Batı’da yaratılan
bilgisayar teknolojisinden yararlanmakta. Gelişmekte olan ülkelerin özellikle bilimsel alanlarda
geleceğe kestirmeden gitmesinin bir yolu da internet. Literatüre giren her makaleye
internetten ulaşmak mümkün hale geldi. Üstelik artık bilim insanlarının dünyanın neresinde
olursa olsun birbiriyle iletişime geçip işbirliği yapması da olası.
Gelecekte ekonomisini bilim-teknolojiyi geliştirip destekleyerek yapılandıran ülkeler
yükselecek. Bu gerçeği kavrayabilen uluslar yarının liderleri olacak.

Örneğin, Amerikalı
öğrenciler bilim ve matematikte son sıralarda olmasına karşın, ABD bilim ve teknolojideki
üstünlüğünü sürdürebildi. ABD’de okul günü yılda 178 günken birinci sırayı kaptırmayan Çin’de
251 gün. ABD’nin uluslararası alanda bilim ve teknolojide başarılı olmasını sağlayan unsur,
üniversitelerine ve iş imkanlarına çektiği beyin göçü. Özel yetenekleriniz, kaynaklarınız veya
bilimsel bilginiz varsa H1B adlı özel bir vize alma hakkı kazanıyorsunuz. Örneğin, New York
Üniversitesi’nde fizik öğrencilerinin neredeyse tamamı yabancı uyruklu. Amerikan kongre
üyelerinin bazısı bu vizeyi, iş imkanlarını Amerikalıların elinden aldığı iddiasıyla kaldırtmak
istedi. Aslında anlamadıkları şu; mesela Silikon Vadisinde o işleri yapabilecek vasıfta Amerikalı
olmadığı için, bu vizeler Tayvanlı veya Hintlilere verilmekte. H1B vizesine sahip göçmenler
işleri ellerinden almaktan çok tamamen yeni endüstriler kurarak iş imkanı yaratıyor.
Almanya’da da benzer bir vize uygulamasını yürürlüğe sokmak isteyen eski Şansölye Schröder
de aynı eleştirilere maruz kalarak başarısız olmuştu. ABD’de köhne eğitim sisteminin hasarını
üniversitelerle işletmeler telafiye çalışmakta. Fakat ilköğretim ve lise eğitimini düzeltmedikçe
ABD’nin gelecekte rekabetçi kalabilmesi imkansız. Yine de hala avantajlı olduğu söylenebilir.
Çünkü dünyanın pek çok yerinden insan, nereden geldiğin değil ne fayda sağlayabileceğin
önemli sayıldığından ABD’ye göç etmeye devam edecek. Doğudaki eğitim sistemi ise
araştırmacı değil ezbere dayalı; yaratıcılık, hayalgücü ve yenilikçilikten uzak. Oysa ki bilim veteknolojide ilerlemek için bunlara ihtiyaç var. Bu yüzden Çin, ilk olarak Batı’da imal edilmiş
malların ucuz taklitleriyle Batı’ya yetişecek olsa bile yaratıcılık, yeni ürün ve strateji geliştirmek
açısından geriden gidecek.

Günümüz dünyasında rahatsız edici bir başka gerçek de gençlerin genelde finans sektörü,
bankacılık gibi mesleklere yönelmesi. 


Ancak gençlerin bu tip kariyerlere özendirilmesi gelecek
için tehlikeli olabilir.


 Liderler, bilimsel icatlar ve teknolojiyi desteklemedikçe toplumlar
yükselemez.


 Çünkü ulusları yücelten bilim ve teknolojidir.


 Bir ülkede ortada yatırım yapacak
buluş yokken, yatırım bankacılığı yapanlar artarsa kaçınılmaz çöküş başlar. Geleceğin zorluğu
gençlere, başkasının parasını yönetmek üzerine kurulu kariyerleri değil, gerçekten refah
yaratan meslekleri cazip kılmaktır. Bunun çözümü, kafası çalışan öğrencilerin bilim dallarına
yönlendirilmesi olabilir.
Singapur Örneği: Tarihin en ilginç toplum mühendisliği vakası olan Singapur, her türlü batağın
olduğu bir liman ülkesinden bir nesilde bilim ve teknoloji alanında bir merkeze dönüştü. 1959-
1990 arasında başbakanlık yapan Lee Kuan Yew ve yandaşları, bilim, eğitim ve üstün teknoloji
sektörlerine vurgu yapmasıyla tüm ulus sistematik biçimde yetiştirildi. Oldukça eğitimli
teknisyenler yetiştirerek elektronik, kimyasal ve biyomedikal aletlerde lider ihracatçıya
dönüştü. Tabii ki bu modernleştirme süreci sancısız olmadı. Sosyal düzeni sağlamak için sert
kanunlar uygulandı. Öte yandan akademik çevreyi Singapur’da tutmak için kültür ve sanat
organizasyonları düzenlendi. Eğitim sistemi araştırmacılığı ve yaratıcılığı teşvik etti. Dahi
çocuklar öğretmenlerce saptanıp ekonomiyi canlandıracak şekilde yetiştirildi. Az nüfuslu küçük
bir ülke olan Singapur bir avuç insanın toplumu yeniden yapılandırılmasının mümkün olabildiği
bir ortam.